14 Temmuz 2015

Bir daha yardım mı asla. Ne haliniz varsa görün.

Şuan burnumdan soluyorum desem ne kadar doğru olur. Normalde de burnumdan soluyorum ama şuan acayip. Beyin damarlarım patlayacak sanki sinirden.
Her şey telefonuma gelen yandaki mesajla başladı. her gün geliyor zaten böyle mesajlar, efenim neden uğraşayım demedim. Yapmış olduğum uğraşıda tamamlamanın sevinci ile sıvadım kolları. Telefonumun ekran görüntüsünü çekeyim de polise bildireyim dedim. Demez olaydım. İlk zorluk baştaydı zaten. Nasıl çekiliyor bu telefonun ekran görüntüsünün fotoğrafı dedim. az araştır taraştır buldum onu. Samsung telefonlar için Orta bölümdeki Menü Tuşu + Güç tuşu ile ekranın fotoğrafını alabiliyormuşuz. Sizde faydalanın lazım olur belki. Efenim neyse. Hemen açtım mailimi ekledim eklere, gittim birde emniyet müdürlüğünün adresini buldum. Mail göndereyim dedim. Hem hızlı hem pratik. Zaten fotoğrafta da görüldüğü lazım olabilecek her türlü bilgi mevcut. Maili yolladım. Toplam harcadığım süre 5 dakika en fazla. Sonrasında birde iç işleri bakanlığının 155 polis şikayet sayfasını buldum. Oradan da hemen formu doldurarak yolladım. Eklere fotoğrafı da yükledim. Sonrasında telefonum çaldı. Normal şartlarda duymazdım. Yine şanslı adammış kulaklık'im kulağımda değilmiş. Neyse açtım. Arayan polis. efenim neymiş ne zaman aramışmışlar, ne demişmişler. Dedim ben size mail ile ekte her  şeyi yolladım. Adam yok bize mailiniz gelmedi diyor. Dedim nasıl o zaman nasıl beni aradınız. Kem de kümde şöyle de böylede derken ekiniz gelmemiş dedi. Durun bir saniye dedim. İnboxun bana kazandırdığı gönderdiğim gmail hesabımdan gönderdiğim maillerin bir kopyasını da bana göndermesi özelliği ile maili bulup açtım. Ekini kontrol ettim. Her şey tamam ben göndermişim dedim. Adam birilerin bağırdı falan. Sonra yine bir şey demeden kapadı telefonu. Tabi bendeki sinir yükseldi. Hemen o sinirle ne yaparım ederim diye dolanırken aklıma btk geldi. Dedim gideyim şuraya oradan şikayet edeyim. Sonuçta gsm, teknolojik bir alet ve bilgi teknolojilerine girer. Google amcanın da vesilesi ile
direkt buldum. Bulmaz olaydım. Bir şikayet yazayım dedim üyelik istedi. Üyelik sayfasına yönlendirdi. Sayfada ne ssl çalışıyor ne bir şey. Google Chrome tarayıcımın saniyesi ile sertifika geçersiz dedi. Allah belanızı versin diyerek devam ettim . Bilgileri giriyorum. her şeyi girdim. girdim. formu gönder dedim. sonra hata verdi. Neymiş parola da noktalama işaretleri ile büyük harf kullanılamazmış. tamam dedim. olabilir. Forma bir baktım hiç bir bilgi kalmamış. Baştan post etmiş. Dedim sizin gibi BTK' nın......... Neyse burada da aylık sinir katsayımıza puanlar biriktirirken. Tamamladım üyeliği. Efenim sonrasında şikayet etmeye çalışıyorum. Yok olmuyor. Tüketici şikayeti bölümü tamamen gsm firmalarına ayrılmış . Ne başka bir şey yazabiliyorsunuz. Nede sizi normal bir şikayet için yönlendiren bir yer var. Bilgi edinme başvurusu linkleri çalışmıyor. Kayıt dışı imei yi bile dedim yok. Site var ama hayalet misali. sonra içimden gelenleri kusmak için . Öneri bölümüne girip içimi bir güzel döktüm. Ben bunları yazarken emniyetten 3. kez arıyorlar. 
Oradan da kazandığım yeni sinir kat sayılarım ile beraber sinirimden zor duruyorum yerimden. Sonra emniyetten aradılar. Efenim neymiş mailin ekini alamamışlar. Tekrar numarayı istiyorlar. Ben içimden sakinlik için bildiğim nefes alma tekniklerini uygulayarak adama bilgileri verdim. Az öncede yine aradılar bu kezde gönderilen mesajın içeriğini soruyorlar. arkadaş az önce aradığında niye sormadın o zaman. Niye basit bir olay için 3 kere aranmak zorunda kalıyorum ki ben. 
Sonunda da sinirim yatışsın diye attım kendimi buraya. Okuyun da ibret alın bari.

8 Temmuz 2015

Yetenek?

Efenim. öncelikli olarak yine haftada bir yazı hedefimize ulaşamadığımızı ve bir aydır kapının önünden dahi geçmediğimizi belirtmek isterim. Tabi ki içimiz kan ağlıyor. Kendimize bahaneler üretiyoruz ama yapacak bir şey de yok. El klavyeye gitmeyince, gitse de ilham veya ilhame gelmediği sürece olmuyor bazı şeyler. Şimdiki yazacağım yazıda daha çok can sıkılmışlık, iş bulamamak ve ramazandan kolayı kafayı tam olarak toparlayamamaktan kaynaklanıyor diyebilirim.
Neyse efenim yine derin denizlere açılıp çırpınmaya başlamadan konumuza dönelim. Konumuz neydi? Neydi ki? Evet. Evet. Daha konuyu belirlemedik. Paniğe , heyecana gerek yok. Sakin. Sakin.
Konumuz yetenekler olsun. Uzun zamandır aklıma takılan bir soru işaretini daha tutturayım buraya.
Efenim nedir bu yetenek, yetenekli olanlar ile olmayanlar arasında ki farklar nelerdir gibi iki soruyla başlayalım hemen.Bu yetenek denen meret aslında tam tanımlanamıyor. Şudur budur diyemiyoruz anlayacağın. Yaklaşık tanım olarak bir işi yapabilme becerisi diyebiliriz bence ama bu beceri çok üst seviyede. Nasıl desem tam olarak bilmiyorum aslında. Demek istediğim şey yetenek denilen o özelliğe veya ateşe artık ne deniyorsa ona sahipsen herkesten farklı bir şeyler yapabileceğin. Bu demek değildir tabi yeteneği olmayanlar o işi yapamaz. Onlarda yapar ama işte sadece yapar. 
Zamanla ve çalışarak yeteneği olup bunu geliştirmeyen birini geçebilir belki ama asla yetenekli ve bunu geliştirmiş bir kişisinin bıraktığı bırakamaz arkasında. En basitinden örnek verecek olursak bunu müzikle yapabiliriz. Herkes bir müzik aleti çalabilir. Hepimiz iyi veya kötü elimize bir gitar aldığımızda tellerine vurarak bir ses çıkartabiliriz. Bu işi sevenler bir kaç seviye yukarı bile çıkıp şarkı çalıp, söyleyebilirler. Hatta daha fazla emek vererek bir şarkıcı dahi olabilirler. Yinede gerçekten bu yeteneğe sahip olarak doğmuş ve geliştirmiş bir müzisyenin yanında güneşin yanındaki mum gibidirler bence. Bir yetenek sahibi ki ben onlara dahiler diyorum. En büyük özellikleri karar verdiler mi durdurulamaması ve bir çok olumsuzluğa rağmen yeteneklerinin kendiliğinden gelişmesi.
Kimler de bulunur bu yetenekler sorusuna cevap ise hemen hemen herkeste. Belli seviyelerde belli oranlarda yada hiç olmayacak şekilde dağılır. En üst seviye yetenekliler bizlerinde dahi olarak bildikleri insanlardır. Dahiler sadece zekaları ile değil eserleri ile yaptıkları ile anılır ve bir dahiyi ancak başka bir dahi geçebilir. Onların biz yeteneksizlerden en büyük farkı bence bakış açıları ile hayal güçleri. Olaylara bizden farklı bakıyorlar. Bizim göremediklerimizi görüyorlar. Bence bu yüzden de bizim yapamayacaklarımızı yapabiliyorlar. Sanki bir mangadaki veya bir anime'deki karakterler gibi oluyorlar sonra. Anlayamadığımız, anlamdıramadığımız şekilde gelişiyorlar. 
Bende felsefe olarak yeteneğimin olmadığını düşündüğüm meselelere dahil olmuyorum. O yüzdendir ki hiç bir şeye karışmıyorum. Henüz yeteneğimi bulabilmiş değilim kanımca. Ha diyeceksin var yani bir yeteneğin. Onuda bilmiyorum. Neyse halimiz çıksın falımız inancı ile zamana bırakılan bir umut sadece.
Yine uzattık, yine saçmaladık, yine bir yerde başlayıp hiç bir yerde bitirdik. Bakalım bu halimiz ne olacak. nereye kadar devam edebileceğiz.