8 Temmuz 2015

Yetenek?

Efenim. öncelikli olarak yine haftada bir yazı hedefimize ulaşamadığımızı ve bir aydır kapının önünden dahi geçmediğimizi belirtmek isterim. Tabi ki içimiz kan ağlıyor. Kendimize bahaneler üretiyoruz ama yapacak bir şey de yok. El klavyeye gitmeyince, gitse de ilham veya ilhame gelmediği sürece olmuyor bazı şeyler. Şimdiki yazacağım yazıda daha çok can sıkılmışlık, iş bulamamak ve ramazandan kolayı kafayı tam olarak toparlayamamaktan kaynaklanıyor diyebilirim.
Neyse efenim yine derin denizlere açılıp çırpınmaya başlamadan konumuza dönelim. Konumuz neydi? Neydi ki? Evet. Evet. Daha konuyu belirlemedik. Paniğe , heyecana gerek yok. Sakin. Sakin.
Konumuz yetenekler olsun. Uzun zamandır aklıma takılan bir soru işaretini daha tutturayım buraya.
Efenim nedir bu yetenek, yetenekli olanlar ile olmayanlar arasında ki farklar nelerdir gibi iki soruyla başlayalım hemen.Bu yetenek denen meret aslında tam tanımlanamıyor. Şudur budur diyemiyoruz anlayacağın. Yaklaşık tanım olarak bir işi yapabilme becerisi diyebiliriz bence ama bu beceri çok üst seviyede. Nasıl desem tam olarak bilmiyorum aslında. Demek istediğim şey yetenek denilen o özelliğe veya ateşe artık ne deniyorsa ona sahipsen herkesten farklı bir şeyler yapabileceğin. Bu demek değildir tabi yeteneği olmayanlar o işi yapamaz. Onlarda yapar ama işte sadece yapar. 
Zamanla ve çalışarak yeteneği olup bunu geliştirmeyen birini geçebilir belki ama asla yetenekli ve bunu geliştirmiş bir kişisinin bıraktığı bırakamaz arkasında. En basitinden örnek verecek olursak bunu müzikle yapabiliriz. Herkes bir müzik aleti çalabilir. Hepimiz iyi veya kötü elimize bir gitar aldığımızda tellerine vurarak bir ses çıkartabiliriz. Bu işi sevenler bir kaç seviye yukarı bile çıkıp şarkı çalıp, söyleyebilirler. Hatta daha fazla emek vererek bir şarkıcı dahi olabilirler. Yinede gerçekten bu yeteneğe sahip olarak doğmuş ve geliştirmiş bir müzisyenin yanında güneşin yanındaki mum gibidirler bence. Bir yetenek sahibi ki ben onlara dahiler diyorum. En büyük özellikleri karar verdiler mi durdurulamaması ve bir çok olumsuzluğa rağmen yeteneklerinin kendiliğinden gelişmesi.
Kimler de bulunur bu yetenekler sorusuna cevap ise hemen hemen herkeste. Belli seviyelerde belli oranlarda yada hiç olmayacak şekilde dağılır. En üst seviye yetenekliler bizlerinde dahi olarak bildikleri insanlardır. Dahiler sadece zekaları ile değil eserleri ile yaptıkları ile anılır ve bir dahiyi ancak başka bir dahi geçebilir. Onların biz yeteneksizlerden en büyük farkı bence bakış açıları ile hayal güçleri. Olaylara bizden farklı bakıyorlar. Bizim göremediklerimizi görüyorlar. Bence bu yüzden de bizim yapamayacaklarımızı yapabiliyorlar. Sanki bir mangadaki veya bir anime'deki karakterler gibi oluyorlar sonra. Anlayamadığımız, anlamdıramadığımız şekilde gelişiyorlar. 
Bende felsefe olarak yeteneğimin olmadığını düşündüğüm meselelere dahil olmuyorum. O yüzdendir ki hiç bir şeye karışmıyorum. Henüz yeteneğimi bulabilmiş değilim kanımca. Ha diyeceksin var yani bir yeteneğin. Onuda bilmiyorum. Neyse halimiz çıksın falımız inancı ile zamana bırakılan bir umut sadece.
Yine uzattık, yine saçmaladık, yine bir yerde başlayıp hiç bir yerde bitirdik. Bakalım bu halimiz ne olacak. nereye kadar devam edebileceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hmm