16 Ekim 2012

0 iken ∞ Olmak

Hayat dediğimiz koşuşturmaca aslında basit bir matematikle özetlenebilir. - ∞' da başlar maceramız ruhumuzun yaratıldığı zamana denk gelir buda. Sonra 0' la doğarız sonrasında ve ölümle ∞'a ulaşırız.Tüm çabalamamız, tüm uğraşımız kısaca budur aslında.Zaman denilen faktörle de tuzu biberidir. Sizin geriye doğru gitmenizi önleyen.
Tüm bu matematik içerisinde küçükken duyduğu bir kaç söze deli gibi bağlananlar vardır benim gibi. Deli gibi gerçek olmasını isteyip ona inananlar. Hiç unutmam o zamanı. Küçüktüm televizyonda her zaman ki gibi çizgi film seyrediyordum. Tabi o zamanlar bir çok şeyi bilmiyorsunuz bu karmaşık matematik hakkında. Yine de ilk duyduğumda etkilemişti beni. Çizgi film bitmiş ve bizimkiler hemen sabahında erken saatlerinin verdiği o ilhamla Kuran-ı Kerim okuyan bir kanal açmışlardı. Tabi bende çizgi filmin bitişinin bir burukluğu var. Neyse sonra okumaya başladım meallerini. Oradaki bir sözcük beni etkilemişti. "Biz, sizi çift olarak yarattık." okuduğumda bir anda garip hissettim. Nasıl yani diyordum. Sonra başladım araştırmaya. Sonunda okuduğum o mealin NEBE suresi 8. Ayet olduğunu buldum. 
Sonrasında düşündüm  . Baya baya düşünmeye başladım. Benim bir eşim var. Benimle yaratılan. O kadar uç bir düşünce gibi geliyordu ki. Tabi lise ye kadar çok üstünde durmadım bu düşüncenin. Saden o zamana kadar eş benim için oyunda bir arkadaştı sadece benimle oynayan.Liseye başladığımda yavaş yavaş sarmaya başladı beni bu düşünce.Eğer ben eşimle beraber yaratıldı isem o nerede? Kiminle ? Daha da önemlisi onu nasıl bulacağım ? Aklımda bir sürü soru işareti sürekli bir şeyler arıyordum. Kitaplarda internette. Sonra bir ara yine   unuttum bu düşünceyi. Oss canavarı vardı karşımda ve birileri bana o canavarla baş edemezsin demişti. İnat biri için söylenecek son söz gece gündüz ders çalışmaya başlamıştım. Öyle bir şeydi ki yemek yemek su içmek gibiydi soru çözmek. Yolda dahi aklımda sorular vardı. Sonrasında ise Üniversite geldi. Orada ise tamamen kucaklamıştı bu düşünce beni.   Kayseri'den Denizli'ye yaptığım o yolculuklarda aklımda sürekli bu vardı. Nasıl olabilir. Nasıl beraber yaratıldığın bir insan bu dünyada var olabilirdi. Peki onu nasıl bulabilirdin. O kadar garipti ki bu düşünce. Sonrasında kendimce sonuçlar bulmaya uydurmaya başladım. Bir çok şeyi buna bağlıyordum artık. Ferhat ile Şirin'i, Leyla ile Mecnun'u bu mantıkla çözdüm ben. Sonrasında ise anladım. Hayatın olduğu gibi bununda matematikle ilgisini.
Şöyle başlıyor benim teorim. Sonsuzda var olduk biz sonsuz bir şekilde . Başta sadece sonsuzduk.(∞) Sonra bedenlerimiz yaratıldı ve bu sonsuz iki ye ayrıldı.(00) Bu ayrım yapılırken kimi sonsuzun kollarından parçalar almış kimi ise sadece 0 olarak gelmiş dünyaya. 0 olarak gelse de sonsuzdan parçalar da alsa yine de eşini aramaya başlamış. Çünkü yarımmış. Niye neden olduğunu bilmese de kendisi istemese de aramış.Kimi zaman eksik parçasına en çok benzeyenine bağlanmış.   Kimi zaman ise parçası ile alakası olmayan başka bir 0'a.
Buna rağmen eğer baştaki sonsuz bu dünyada da birbirini bulursa insanlar buna aşk demiş. O kadar küçük bir ihtimaldeki bu aşk. O kadar kişi içerisinden tekrar sonsuz olmak. Sonsuza uzanmak. İşte ben Ferhat ile Şirin'i, Leyla ile Mecnun'u bu sonsuzu bulanlardan olarak değerlendiriyorum.
Çoğu zaman da bulamıyoruz aslında biz eşimizi. O bağlantı noktalarının koptuğu yerden bozuluyor sonsuz sanıp da oluşturduğumuz ilişki. Bazısı sabrediyor aradaki o ufak boşluğu görmezlikten gelip devam ediyor hayatına. Beraber yürüyor yanındaki ile bu sayı doğrusu üzerinde. Çoğu ise dayanamıyor o boşluğa ve ayrılıyor tekrar 0 oluyor ve tekrar arıyor parçasını.
Benim korkularımda burada başlıyor. Ya bulamazsam ben eşimi. Ya bulamazsam ben benimle yaratılanı. Onun için bekliyorum. Onun için sabrediyorum  kimse anlamasa da beni.Yine de korkuyorum ya o sanarsam birini. Yada benim aradığım 0 başka birine bağlanmışsa. Tüm bu düşünceler boğuyor o zaman beni. Daha bilmezken o 0 ı nasıl tanıyacağımı tüm bunları düşünmek deli saçması gibi geliyor bana. Çoğu zaman pes ediyorum ama olmuyor. Anlatamıyorum kendime.
Ah be blog. Senden olmasan kime söylicem bu düşündüklerimi. Kime anlatacam. İnan o kadar ağır geliyorki bazen bu sayı doğrusu. O kadar zor geliyorki üzerinde yürümek. Yalnız başına. Bir yandan da biliyorum tek değilim yalnız yürüyen. Yürüye bilen. Yine de sadece tekmişim gibi sitem etmek geliyor elimden. Sitem edip beklemek.0'ı beklemek.Yine duygularım geçti kelimelerimi. Saçmalıyorum yine. Bu yüzdendir tamamlayamıyorum hiç bir yazıyı.Yine burada bırakacağım..
Sonsuzdan geldik sonsuza gideceğiz. 0 olduk sonsuzu arıyoruz...
Sonsuz olmanız 0'ınızı bulmanız dileğiyle..