27 Mart 2013

Başlangıç

Dünya ve insanlar o kadar tuhaftır ki. Bin bir çeşit insan vardır neredeyse. Hepsinin huyu,yetenekleri davranışları farklıdır. İhtiyaçları , gereksinimleri farklıdır. Hani bazen başka ırkları düşünürüm bizimle beraber olsalardı diye. İşte o zamanlar hemen dışarı çıkıp kalabalık caddelerde yürümeye başlarım. O zaman aslında o hayal ettiğimiz ırkları görebiliyorsunuz? Yürürken sağınıza solunuza bakıyorsunuz ve normal koşuşturan insanlar gibi değilde gidecek hiç bir yeri olmayan,yetişecek hiç bir işi olmayan bir insan gibi baktığınızda her biri farklı geliyor gözünüze. filmlerdeki romanlardaki karakterleri canlandırıyorsunuz aklınızda mesela elfler. Bazı kızlar ve oğlanlar geçiyor. Saç şekilleri hareketleri hani hayatın koşuşturması ve şehrin gürültüsü olmasa elf olduklarına yemin edebileceksiniz. Özellikle de uzun saçı olan ve kenarlardan toplayarak yavaş yavaş yürüyen bayanlarda bu çok oluyor. İstemeden dönüp bakıyorsunuz. Tabi bizim bakışımız diğer erkeklerin ki gibi değilde yürüyen bir elf gördüğümüz için yaşanılan o bir anlık şaşkınlıktan oluyor. Aynı şekilde bir çok karakteri görüyorum yürürken. Dwarflar, hobbitler, goblinler, orglar ve daha niceleri. Kefeye koyamadıklarım da var. Özellikle de giderek artan kopyalar gibi. Bu kopyalar aslında benim bulduğum bir isim arkadaşlara. Bu arkadaşların ortak özellikleri aynı elbiseleri aynı saç sitilleri, aynı yürüyüşler, aynı yapmacık konuşma ve gülüşmeler. Sanki piyon gibi oluyorlar. Hangisine baktığınızın veya ne iş yaptıklarının çok bir önemi olmuyor benim için. Hatta seslerini bile duymak istemiyorum. Ama diğerleri öyle mi? İstemeden yaklaşıyorum yanlarına biraz daha fazla hayalimi detaylandırmak için. Mesela geçenlerde böyle iki metre boyunda birazda zayıf bir çocuk gördüm. elmacık kemikleri biraz çıkmıştı. Aklıma direk yüzüklerin efendisindeki ağaç adamlar geldi. İstemeden de olsa amaçsız yürüyüşümün yönü çocuğun gitti yön oldu. Arkadaşlarıyla gülüyor. çantası yandan sarkarken yürüyordu. ama bilmiyordu ben aklımdan şehirde yürüyen bir ağaç adam olarak canlandırıyordum onu. Eskisi gibi değildi ama. Ağaç adamlar dahi kısaydı şehirlere göre. katlı binaların arasında zor seçiliyordu. Hani metalik bir rengi olsa düşük katlı bir bina gibi olacaktı.
Neyse fazla saçmalamadan devam edeyim başlığını attığım konuma. Dediğim gibi dünya ve insanlar çok farklı.Çok fazla değişik ilginç adamı kendine çeken şey var. Bazı nedenlerden dolayı takip edemesekte. Tabi yinede tabiki insana meydan okuyup hoopp kardeşim sadece siz yoksunuz burda. Dünya sizin değil diyip karşısına çıkıp birbirini yiyen yamyamlar olduğumuz evrende bizi durduracak ırk gibi değil ya. hep böyle bir şeyi hayal ediyorum.İsmi ne olursa olsun. İnsana acıda getirecek olsa savaşta başlatacak olsa başka bir ırk. O yüzdendir belki büyü,sihir gibi şeylere olan ilgim. Cinler hakkındaki arayışlarım..hoftt hasan dönn abi sapıttın gene... uçtun uçtun... Neyse bunlar başka blog yazılarımız konuları.. daha derinlemesine bahsedicem sizlere kafamı biraz daha toplayım. Beynimde kemiren dünya işlerinden kurtulayım.
Tüm bunlarda yine değiştirdim başlığı ve konuyu. Ahh be bir gün oturup yazıcam , yapıcam aklımdakileri aktaracam ama o zamana daha var herhalde. Neyse. anlatmak istediğimin çok dışına çıktım saden bari buradan hazır yazma isteğimde varken devam edeyim. Yada böyle kalsın ya.. Yayınla gitsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hmm