14 Aralık 2011

Atom Olmak

Bu gün yine biraz tuhaflaştım sanırsam. Eski ye döndüm canım hiç bir şey yapmak istemedi. En son bağımlıların yaptığı gibi kendimi bir animeye attım.Ne güzel oturmuş izlerken facebook ta gelen bir paylaşımla yine sevgiyi, sevmeyi düşünmeye başladım.Yaştan mıdır yoksa bu aralar bilgisayardan sıkılmadan mı kaynaklanıyor bilmiyorum sürekli tuhaf şeyler düşünür oldum.Neyse fazla konudan sapmadan kestirmeden konuya dönelim en iyisi.
Ben bir sevdiği olmayanları elektronlara benzetiyorum. Öyle boş boş dolanıyoruz etrafta. Herhangi bir amacımız olmadan. Yine de sürekli bir çekirdek arayışımız var her ne kadar kendimize itiraf edemesek te. Öyle bir çekirdek ki bizi kendisine çekecek. Karşı koyacağız direneceğiz ama yine de onun etkisine girmekten kendimizi alamayacağımız bir çekirdek. Başka çekirdekleri falan gözümüz görmeyecek. Sadece onun etrafında olmak evrende var olmak yetecek bize. Bazen sıkılıp pes etsekte ayrılmaya gücümüzün yetmeyeceği bir çekirdek. Sürekli etrafında dönerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağım, o dönme hareketini sanki var olduğumdan beri yapıyor ve yok oluncaya kadar da devam edecekmişim gibi yapacağım bir çekirdek. Üzerimde ki tüm yükümle o ait olacağım tek yer olacak o çekirdek.
Aynı zamanla çekirdekte kazanacak bu işten. Eğer elektron ile çekirdek böyle bir bağ kurarsa işte o zaman atom olacağız. Evrendeki en mutlu atom. En kararlı atom.

24 Kasım 2011


Bir fırınayı daha atlattık sonunda.
İyi kötü geçti sınavlar. Her zaman ki gibi diferansiyel ile yıldızım barışmadı yine. Yeni notlarla finaller gelmeden çalışmaya başladım. Yoksa okul bitmeyecek bir türlü. okuyor olmak zor. sürekli karışına çıkan bir engel teşkil etmekte. bir şey yapacakken elini kolunu bağlıyo. Özgürlüğünü kısıtlıyo insanın.
Haaa bu yeni bir arkadaş tabike başlamış. ilk gördüm ne kadar sevindim. sonunda bir elin parmaklarına hitap etmeye başladığımı söyleyebilirim kendime. Kendisine bizi takip ettiği için teşekkür ediyorum. Hoşgeldin aramıza LoveMeorLeaveMe (LM2). 
Neyse bu günkü yazımızı uzun tutmicam. Yarın bir yazı daha yazmayı planlıyorum. Görüşmek üzere...

9 Kasım 2011

Yaaa neden hep böyle oluyo.....


Anlayamıyorum bir türlü. Cidden işin içinden çıkamıyorum.
Lise nzamanlarımda ders çalışmak en büyük eğlencemken üniversiteye geldim geleli yok. ders çalımak mı aman aman uzak dursun. Ne zaman vize yada final haftası geliyo hiç olmadık şeyler buluyor normal dönemde aklıma hiç gelmeyen fikirler,işler,oyunlar hepsim birden alacaklı gibi kapımı çalmaya başlıyor. son zamanlarda başında otururken yapacak iş bulamadığım bilgisayar bile vize haftasına girdiğim şu son günlerde bana öyle büyük bir ihtiyaç gibi gelmeye başladı ki. Bir en kötüsü bunun farkında olup bir türlü dur diyememem. Kafayı yiyecem ya.
En olmadık zamanda olacak iş mi ya. Hele ki bu sene. Bu sene o kadar zorluk yaşadaktıktan mezun olmayı kafaya kazıdıktan sonra neden çalışamıyorum.
Youtube bile bir başka değişti sanki (google'nin yaptığı güncelemeden bahsetmiyorum :D) aklımdakileri yazınca tam istediğim videoları buluyo bir haftadır. gmail bile yeni görünüme geçti ( alacağın olsun google bu zamanı bekledin dimi.. hepiniz bana koplo kuruyorsunuz..... ) Olmuyo yoğunlaşamıyorum. Su gibi değilimki sıcaklık düştükçe yoğunlaşsam.
Hayallerim,iş ve şu teknogirişim bile şimdiyi buldu. Projenin son teslim tarihi neden bizim vizelere gelmek zorunda ki.Bizim hastane yeni hbysye geçecek başka zamanları yoktu sanki. Her şeyi ayarlamak çok zor yaaa...Hadi neyse bilgisayarda olan herşeyi yine bir şekilde ayarlarım ama bir de bunları ayarlarken ders çalışmak.
Şimdi bile niye yazıyorum ya ben bunu. Otur ders çalış dimi. Şurda kalmış sayılı gün. Kitap defter açık ama başında in cin top oynuyoo... offf yaaaa...Bu gün bitti saden. inş yarın çalışırım.aaa yarın birde mesai var. bittim ben yaa...En iyisi eve gidip yatmak bari yarın uykusuzum bahanesi uydurmamış olurum kendime...

Benden bir parça dinleyin bari..


Video Game Orchestra - IGC - Chrono Cross - Time's Scar

Keşke az biraz müzik yeteneğim olsada böyle bir orkestrada oyun müzikleri yapsam. Tef çalmaya bile razıyım yaa..... 

2 Kasım 2011

Kabile Online I


Bir hayalin gerçeğe dönüşmesinin kanıtı.
Tam tarihini bilmiyorum ama sürekli İbrahim ile bir oyun yapmak konusunda konuşup duruyorduk. Hayalimizdeki oyun hakkında senaryolar üretip duruyorduk. Karakterlerimizi, ırkların özelliklerini falan sürekli ama her defasında farklı farklı hayal ediyorduk. Oyunlara kendimizden neler katabiliriz, ne olsa bu oyun çok daha güzel olur deyip düşünürken ir yandan da sürekli oyun oynuyorduk. Bir sürü oyun oynadık. Bazılarında belli yerlere belli ittifaklara yükseldik bazılarında ise bizim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Çoğu zaman geceleri bir oyun için sabahladık. Şu binayı dikelim şu orduyu gönderelim, şuna casus atalım gibi birçok planlarımız vardı. Çok iyi insanlarla tanıştık oyunlarda. Çok sıkı dostluklar kurduk. Aynı zamanda yeri geldi çok sinir olduk. O kadar ki gece gündüz kastığımız hesaplarımızı gözümüzü kapalı sildik. O kadar sinirlendik ki bir hafta okula gitmek yerine bize saldıranlara karşı atak yapmak için planlar kurup gece gündü binalar ve savaşçılarımızı geliştirmekle uğraştık.
Tüm bunlarla hayatımız sürüp giderken bir gün Veri Tabanı Yönetilmesi ve Modellenmesi dersinde hocamızın bir proje yapacaksınız demesi üzerine ben İbrahim’e dönüp usta bir oyun yapsak küçük kabileler olsa falan demem ve İbrahim’inde tamam yapalım demesi. Benim defalarca ciddi misin usta demem. Benimde her zaman ki bir adım ötesini düşünmeyen halim ile hocanın yanına çıkıp hocam biz arkadaşla oyun yapacağız deyip İbrahim ile ismimizi yazdırmam ile başladı kabile online maceramız.
Maceramıza başlamada en büyük etken aslında yanınızda İbrahim gibi bir arkadaşınızın olması.  Sizin hayal ettiklerinize hadi yapalım diyecek birinin olması. Bir hayali gerçek kılan en önemli etken budur bence. İbrahim o gün o sözleri söylememiş olsaydı daha basit, hiç istemediğim, zorlukla yapacağım bir projede uğraşıyor olacaktım. Bu makaleciği bile yazmıyor olacaktım. O yüzden her şey için teşekkür etmek istiyorum İbrahim arkadaşıma.
Var gücümle ben gördüğüm karakter çizimlerini falan toplamaya uğraşıyordum internette. Önüme ne gelirse ilerde lazım olur mantığı ile indiriyordum bilgisayara. Photoshop için fırçalar, actionlar, style’lar efektler ne bulursam. O aralar yaptığım tek iş bu olmuştu herhalde. Anime izliyor netten resim indiriyordum. Sonra İbrahim usta bak şöyle şöyle bişi var dedi ve bana devana projesini anlatmaya başladı. Kodlarını inceledik biraz. Sonra İbrahim biraz değiştirip ortaya kabile yazınca bir hoş oldum ve o kadar mutlu oldum ki. Bir şeylerin olacağına inanmaya başladım.
İnanmaya başladım ama fazla bir çalışma yapamadık ilki için. Gerek benim hastanede olmam gerekte vizelerin gelmesi bizi biraz sıkıştırdı. Saden en kötü dönemlerimden biriydi o. Versiyon 1 dediğimiz o ilk Kabile Online’ı bir hafta gibi bir sürede tamamladık.
 Gece vaktiydi. İbrahim’in evinde onun çatı katında oturduk aklımıza gelenleri hafiften yazmaya başladık. Hani açıkçası ilk başlarda tam inanmıyordum bir şeyler çıkaracağımıza ama sonunda gezegen ismi, ülkelerin isimleri, ırkların özellikleri falan derken gecenin ilerleyen saatlerin de okuyunca insanın içini gıdıklayan bir hikayemiz olmuştu. Birkaç kez okudum hikayeyi. Sabaha sunum vardı ve iyice ezberlemem gerekiyordu hikayeyi. İbrahim ben hikayeyi ezberlerken database ile uğraşıyor, tamamen türkçeleştirmeye çalışıyordu. Ben sunumu hazırlamaya başlamış, bir taraftan da sunumu nasıl yapacağımızı konuşuyorduk. Sabaha kadar böyle geçti. Sunum tamamlanmamıştı. Oyun tamamen çalışmıyordu. Sadece belli kısımları çalışıyordu. Birkaç bina tam anlamı ile işlevini yerine getiriyordu. Görüntüsü ise baha kötüydü. Okula gittik. Sunumun kalanını bizden öncekin arkadaşlar anlatırken arka tarafta tamamladık.
Sunum sırası bize geldiğinde ilk başlarda ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bu İbrahim ile çıktığımız ilk sunumdu. Ağır adımlarla kürsüye geldikten sonra yavaş hareketlerle bilgisayarı sunuma hazırlamaya başladık. Her şey tamamdı artık. Bütün sınıfın önünde bizim için küçük ama kabilenistan için büyük bir adım atıyorduk. Sunuma ilk olarak kabile online’ın bir gece boyunca uğraşarak hazırladığımız hikayesi ile başladık. Ben hikayeyi tamamladıktan sonra İbrahim bilgisayar ile veri tabanımızı anlatmaya başladı.
Bir yandan tabloları anlatıyor bir yandan da oyun içerisinde ki çalışan binaları falan gösteriyordu. Oyunun oynanışı. Köyün kurulumu ve gelişimi ile ilgili bilgiler sunuyordu. Bunları yaparken tabi hoca yapamadığımız yerleri görüp sorunca da yetişmediğini veya halen o bölümlerin üzerinde uğraştığımızı bildirmekteydi hocaya. Hocanın “sorusu olan var mı” sözleriyle sunumumuzu tamamladık.
Hocanın genel tavrı ile sunumumuzu beğendiğini düşünüyorduk. Sunumum tamamlayıp ayrılırken. Baya ilgiliydi ufak oyunumuzla. Ondan da önemlisi her öğrencide olduğu gibi bizde de sınav sonrası nasıl geçtiğini ne olacağını düşünmeden sırf sunumun geçmesinden dolayı bir rahatlama vardı.
Sonuçlar açıklandığında ise güzel bir B2 notu ile dersten geçmiş olduk.
Devamı gelecek …

19 Ekim 2011

Hayaller ve Gerçekler


Liseden beri sürekli hayal kurarım. Duyduğum, yaşadığım, kısacası aklıma gelen herşeyin hayalini kurdum. Halada kuruyorum. Hayallerimde kimi zaman baş rolde,  ölen eleman, kötü adam oluyor, kimi zamanlarda ise sadece ben olmadan olayları hayal etmeye çalışıyorum. Genelde suskunken birden gülerim. Hayallerimde ki elemanlardan biri beni güldürecek bişiler yapmış olur. Yalnız kalınca kendi kendime konuşarak hayal ederim. Çoğu fikrim ve düşüncem uç noktadır.
Hayal ederken hep eğlenmişimdir. Hep mutluyumdur bişiler düşlerken. Olmicağını bilsemde rahatlatır beni hep hayallerim. Bu sıkıcı dünyadan alır götürür. başka bir yerde başka işlerle uğraştırır. Bu yüzdendir belki bir türlü anime veya dizi izlemeden vazgeçememem. Çünkü bu dünyaya fazla dayanamıyorum. Tamam dünya güzel insanlar güzel. Herkesin belli değer verdiği şeyler var. Önemli olan şeyler var. Arkadaşlar, aile , para, kızlar, aşk, mal, mülk herkesin değer verdiği herşey farklıdır. Benim şu an tüm kalbimle inandığım ve kendimi adadığım bir şey yok.
Gerçek hayata dönüp bunları ve hayallerimi düşününce ciddi manada bir boşlukta kalıyorum. Ne yapmalıyım? sürekli bu soru geliyor aklıma. Bir sürü hayalim var ama hiç birini gerçekleştirmek için bir çaba sarfetmiyorum. Hayal kuruyor ve gerçekleşmesini istiyorum ama yanımda bir kişi daha bu hayallere inanmadan imkansız gibi gözüküyor.
O bir kişi olmadan ne yaparsam yapayım ne hayal edersem edeyim ne söylersem söyleyim hepsi boşuna oluyor. Çünkü o bir kişi olmayınca ilk başta ben inanmıyorum bunların gerçek olacağına.
O yüzden o bir kişiyi arıyorum. Hayallerinin peşinde koşan çoğu kişinin yanında her zaman birileri olmuş. ya çalışma arkadaşı, candostu, eşi, babası, komutanları vs vs ama birileri ona inanmış.Benim en büyük eksiklerimden biri  bana inanacak o kişi yi bulamıyorum. Belki sorun bende. İnandırıcı değilim veya ciddi manada tüm düşündüklerim sadece bir hayal. Tüm sözlerim sadece boş laf. Bazen gaza geliyor şunu yapcam bunu yapcam. Şunu şöyle yapmak bunu böyle yapmak diye esiyor gürlüyorum. Bir saat geçmiyor ki sıkılmışım. o İş için uğraşmaya değecekmi değmeyecek mi bilmeden bırakmışım.
Şu an bile bu yazınınn sonunu getirmeden sıkıldım. Çünkü kimsenin okumayacağını sadece benim bir anlık nbir duygu patlamnası ile yazdığım belki yarın unutacağım kelimeler olduğunu bidiğim için. yinede yazacağım artık içime atamıyorum her şeyi.
bazende düşünüyorum öyle tek sonunu olan benmiyim. sorun dediğim şu şeylere bak. Millet nelerle uğraşırken sen bunlra sorun diyerek çocuk gibi kendini avuttuğumu düşünüyorum.
Hayallerim gerçek olacak mı?
Cidden sıkılmadan bir şeylerin peşinden koşacakmıyım?
Birşeye veya birine herşeyimle değer verebilecekmiyim?
Kendim,hayal dünyam ve bilgisayarımdan başka bir dünya daha kurbileekmiyim?
Tüm bu sorularım ne zaman bitecek?

25 Eylül 2011

Ace'in ölümü ve Luffy

Çok Hoş Bir parça ...


Dinlediğinizde Çok seveceğinize eminim. Özellikle türkçe anlamı daha da güzel

16 Eylül 2011

Çalışmak

Baya oldu dertleşmeyeli ha... Başıma bir sürü şey geldi be .. ondan yoksa ihmal etmezdim seni biliyosun. ayda bir bişiler karalardım. Bir anda hiç beklemediğim şeyler gelişti ve kendimi daha önce hayal dahi etmediğim bir yerde buldum. Şikayetçi değilim. Her gün yeni bir şey öğrenerek kendimi geliştiriyorum. Öğrendikçe bilgisayara daha fazla bağlanmaya başlıyorum. Artık anime izlemiyorum. en azından sadece hafta sonları geri kalan zamanımı bişiler araştırmaya bişiler yapmaya harcıyorum. şimdi diyosun taş yacak başımıza diye ama  bende inanamıyorum.
artık imlaya buraya yazarken dikkat etmemeye karar verdim saden. öyle nasıl konuşmak istiyosam öyle yazıyorum. nasıl olsa yalnızız burda. sende beni anlıyosun , sorun yok o zaman demi. Bilmediğim koca bir dünya var. keşfedilecek öğrenilecek bir sürü bilgi. hem göüm korkuyo hemde içimde bir gıdıklanma hissediyorum. Ama öyle insanlarla tanıştım ki bu iki üç aylık sürede ilk defa hayallerime hayran olan birini dahi gördüm. Şimdi ki hedefimde hayallerimiş gerçekleştirken yanımda olacakları bulmada . bunun için eskiye nazaran daha çok konuşup daha çok insanla tanışmaya çalışıyorum. Herkezden bir şeyler öğrenmeye ve öğrendiklerimi unutmamaya çalışıyorum. dört yıldır belki her sene bu sene çalışcam. tamam her şeyi bırakıyorum sloganı ile yola çıktım. sene sonunda kaldığım derslerimle başbaşa oturduk. o zamanlar saden inanmıyordum öğrendiklerimin işime yarayacağına bu fikrim saha da daha da pekişti. Öğrenilecek bu kadar şey varken onlar bize hala küçük çocuklar gibi masal anlatıyorlar. bilmiyorlar ki biz büyüdük ve artık masal dinlemek istemiyoruz. Bize masal anlatmak yada bir proje verip gidin şuraya oynayın demek yerine beraber onların tecrübelerinden yararlansaydık keşke. bir kaç problem görseydik onların yaklaşımlarını inceleseydik. beraber format atsaydık bari neler kuruyorlar nelere dikkat ediyorlar onları görseydik. Hiç yok bir siteyi beraber yapsaydık. Neyse hepsi geçti. Ama hani ben ezik pau ezik pau diyodum. gerçektende öyleymiş. dışarda başka üniversiteleri onların ortamını görünce daha iyi tak etti bana bu . Şuan projelerle uğraşıyom. İş dışı vakitlerimde bişler öğrenmek proje nasıl yapılır nasıl edilir bunların çakallığı kaplanlığı nedir. Dediğim gibi tek eksiğim ben şöyle bişi olabilirmi diyince olur yapalım diyecek bir ekip. Bilmiyorm ben yaparmıyım yapabilirmiyim ama ben dahil olmasamda bir projemin böyle bir ekip tarafından hayata geçirilmesini istiyorum. Dünya her saniye gelişiyo. her saniye bir yerde insanlar yeni bir şeyler buluyor yeni bir şeyler düşünüyor, eski bildikleri bilgilerin üzerine yenilerini ekleyerek gelişmeye devam ediyor. Hani hep bazı şeylerin gelişmesinin yanlış olduğunu düşünüyordum. ama yanılmışım. Ne oolursa olsun gelişmeli. İnsanı tembelliğe yalnızlığa itsede bu işten zevk alanlar oldukça gelişmeli.aklıma çok ilginç şeyler geliyor böyle düşünmeye başladım başlayalı. Artık bhu gelen düşünceleride aman bu olur mu diyerek çöpe atmıyorum artık. Hayalde olsa bir kenara not alıyorum belki belki bu hayalime inanan birileri vardır bu dünyada. benim gibi olan birileri vardır ve bir gün onlarla karşılaştığımda elim boş olsun istemiyorum. neyse ben işe geri döneyim.Sohbetinede doyum olmuyor saden.... hade kaçtım bennnnn

12 Mayıs 2011

Bir Aylığına Mühendis Olmak

Bu sözlerimi çok abartılı bulabilirsiniz.Ama okulu bitirmek için bir aylığına mühendis gibi davranmaya karar verdim.Uygulaya bilir miyim tam olarak bilmiyorum.Şuana kadar neredeyse 1. sınıftan beri her dönem süre gelen bu dönem çalışacağım kelimesi hep lafta kaldı. Bahane bir sürü ama sorun bendeydi temel olarak.Çalışmamı gerektirecek bir şey görmedim üniversitede ki bu görüşüm hala devam etmekte. Buna rağmen okulun bu son döneminde(tabi benim için yaz okuluda var.O yüzden aslında benim için son değil) tüm ödev ve projelerin üstüme üstüme geldiğini hissetmeye başladım.Gerçi her birine karşı kafamda planlarını yaptım şunu şöyle şunu böyle yapar yırtarım yine gibi ama gel gelelim Yapay sinir ağları denilen ders bu planım içerisinde bana kör bir nokta oluşturuyor. Benim  uzayım da benim için tam bir kara delik görevi görüyor ve ben her geçen gün bu kara deliğe bir adım daha yaklaşıyorum. Bu senenin başından beri kurduğum o planları bozmaması için bu kara deliği yok etmek üzere uzayım da bir ekip görevlendireceğim ve belki bir bilemediniz iki hafta bu ekip ile kara deliği yok etmek için mühendiscilik oynamaya karar verdim.  Belki 4 yılık tembelliğimi affettirebilirim bu sayede.Bu oyun ilk önce elimdeki raporları bitirip level almamla başlayıp önümdeki zorlu missionları (sınavları) tamamlayarak alacağım puanlara göre genel sıralamada ki yerime göre oyunun başarı ile tamamlamama dayanıyor. Tabi bu missionları tamamlayıp raporları da halletmenin yanin da birde bitirme tezi bosunu kesmem lazım. Aslında o bossu paladin arkadaşım ibrahim'le kesmem lazım.Ben arkadan heal vererekten o da saldırı gücü ve takim  oyunu ile devirmemiz lazım. Tüm bunları da ancak gerçek bir mühendis edası ile planlı ve düzgün çalışarak başara bileceğimi bu gün yağmurda başıma düşen o soğuk yağmur damlaları ile anlamış bulunmaktayım. O yüzden Yarından itibaren Bir aylığına Mühendis Olmak Oyununa başlıyorum.İnşallah oyun sonunda GAME OVER yazısını görmeden oyunu tamamlarım.

16 Mart 2011

Bilinmezlik


İçimde bir türlü anlayamadığım bir sıkıntı var bir kaç haftadır. Özellikle bu hafta ne yaparsam yapayım bir türlü geçmiyor. Bu da canımı sıkıyor. Çok işim var.Halletmem gereken çok mesele var.Bir çok kişi benden bir şeyler bekliyor.Ofis, Ensar hoca, okul, ailem ve arkadaşlarım hepsi için yapmam gereken şeyler var.Ama tek düşündüğüm şey uyumak bu aralar. Düşünmek hatta eskisi gibi hayal dahi kurmak istemiyorum. Önceleri yolda yürürken evde müziğimi açıp uzandığımda veya bir animeyi tamamladığımda sürekli hayal kurar kendimi bir şeyler düşlerken bulurdum.Ama şimdi öyle değil. Rüya dahi göremiyorum. Rüya göremeyince uyumanın dahi anlamı kalmıyor.Bedenim de sürekli bir halsizlik var. Aklım dış dünyaya kapatılmış gibi.

Biran önce bu halimden kurtulmam lazım. Sıkıldım. İlk kez bilgisayarımdan dahi sıkıldım. Uyumak istiyorum hiç kalkmadan. Dışarı çıkmadan sadece uyumak. Saatlerce günlerce uyumak. İnsanlarla uğraşmak istemiyorum. Dünya artık sıkıcı geliyor bana.. Sebebini falan da bilmiyorum. Sadece ilgimi çeken bir şey kalmadı diyebilirim.Yolda yürürken,derste ve ya bilgisayar ortamında hepsi boş geliyor. Animeler den dahi eski tadı alamıyorum.Beni alıp götüremiyorlar.

Off yaaa.. Çok sıkılıyorum.Sebebini dahi bilmeden. Doğru düzgün cümleler dahi kuramıyorum artık. Odaklanamıyorum. Sürekli uyuma isteği var içimde.başım ağrımasa uyucam. Neyse yine saçmaladım.ama son zamanlarda yaptığım tek şey bu saden saçmalamak. Toplarım umarım kısa zamanda....

Neyse ben yatmaya gidiyom......

22 Şubat 2011

okuması en keyifli blog ödülü

Sevgili madanşeriden bu gün okuması en keyifli blog ödülünü kazandık.Bizim blogumuzda bişi olmasada medanşerinin kendi küçük ama içine dünyaları alan kalbi bize ödül vermeye layık görmüş..Tekrar tekrar teşekkürler kendisine...ödülün kuralına uymak amaçlı aldığımız bu ödülü takip bizimde paylaşmamız lazım.Bunun için şuan burdayım.Takip ettiğimi üç  tane blog var saden..biri madenşeri.ödülü madenşeriden aldığımız için sadece akjmgalp ve hhe ye  verebiliryorum :(


8 Ocak 2011

vayy bee

vayy bee
ilk kez ödül almak süpermiş.Yıllar sonra (daha kaç yıl olduysa :P) madenşeri tarafından gülümseteme ödülüne layık görüldük...Bu metalsan senin için büyük gelişme.. tabi ne kadar hak ettiğimiz tartışılsada yinede teşekkürler kendisine.Bu gazla bundan sonra blogu daha fazla metali gülümsetmek üzere geliştirmeye karar verdim.
Edebiyattan fazla anlamasam da zamanında ve soğuk esprilerde bir ben birde kutup ayıları var şu dünyada :P
imla kurallarının kullanımından oluşabilecek tum hatalar için özür diler ama size hatalıysam ara diye bir numara bırakmıyorum.onun yerine hatalıysam mesaj at tabirini internet aleminde bloglarımızın arka tamponuna kazımayı yeğliyorum .Şu nasıl aktığını bir türlü analiz edemediğim hayatta kendisine deli gibi bağlı olduğum ama genelde kendisini boş işlerde kullandığım için bilgisayarım İnci' den özür dileyerekten burda yeni bir sayfa açıyorum artık.
Bundan sonra seni insanlığa daha yararlı kullanacağım, anime izleme oranımı düşüreceğim,üzerine herangi bir sıvı (kola,çay su vb vb ) dökmemeye çalışacağım ve seni daha çok temizleyeceğime metalistan  ve bu yazıyı okuyan şahitler huzurunda söz veriyorum.
neyse lafı uzatmayayım burayıda daha fazla laf karmaşasına anlam kaymalarına sevk etmeden sadede geleyim.Artık böle boş bir blog ve siteler olmasın kampanyasını kendim başlatıp kendim devam ettirmeye karar verdim.Bu kararıda burda bir sayfanın sonuna kadar sabredip okuayabilecek insanlarla paylaştım.Budur yaniii...Neyse hadi salıcakla kal.Soğuklara dikkat et ve bu yazıyı es kaza bir yerden bulmuş ve okumuşsan devamının geleceğini unutma :P