13 Ekim 2015

Yarım yamalağın vücut bulmuş hali...

Anlamıyorsun bazen kendini, çevrendekileri. Kendi yaptıkların bile anlamsız gelmeye başlıyor. Sanki zihnin hala derin bir uykuda ve sen onun uyanmasını beklerken yaşıyorsun dünyada. Senin için bir şeyler ancak zihnin uyandığında anlam kazanacak. Dünyada insanların birbirini yemesinin sebebini o zaman anlayacak, belki onlara biraz daha benzeyerek bir şeyler kazanmaya başlayabileceğim. 
Benim gibi maymun iştahlılara gelsin
Şimdilik yine aynı şekilde kara düzen devam ediyor. Yine her şey monoton ve sıkıcı gelmeye başlıyor. Zaten uzun vadeli bir şeyler yapabilecek kadar irade sahibi biri değilim. O iş hakkındaki dikkatimi azami üç saat tutabiliyorum. Sonrasında ilgili konu benim için sıkıcı bir işten öteye geçmiyor. Sadece işte değil bu. Kendi başlattığım planladığım projelerde, uygulamalarda da böyle vaziyet. Hep şikayet ettiğimi düşünebilirsin ama değil. Birkaç kere denedim düzeltmeyi. Bir işi tam olarak bitirmeyi. Durum böyle iken atanmış görevlerde böyle bir sorunum yok. Madde madde biri bana bir şeyler yazıp onları istediğinde tamamlıyorum. Hatta normal olası sürelerinden daha kısa sürede tamamladığım dahi söylenebilir. Böyle bir durumda da tek aranılan özellik işin durumunu sorgulayacak birisi. Birinin kontrol edeceğini bildiğim işlerde psikolojik olarak daha üretici olabiliyorum. Kendi başıma yaptıklarım her zaman sadece laflarda kalıyor. Grup olarak alınan kararları uygulamada daha başarılıyım. 
Hal böyle iken evde bir şeyler üretebilme ihtimalim sıfıra bayağı yaklaşıyor. Kendimde gördüğüm belkide en büyük eksikliğim bu. Kesinlikle evde bir şeyler yapamıyorum. Yapsam dahi üretici olarak değil palangalı köle gibi yaptığım için ortaya çıkan şey beni tatmin etmiyor.
Şöyle bir baktığımda ne yapıyorum bir işim olduğunda inceleyelim. Açıyorum bilgisayarımı ki sabah kalkınca yaptığım ilk iş. Bilgisayarın güç tuşuna basmak. Gözüm bile açılmadığında ellerim otomatik olarak yapıyor artık bunu. Açılınca ilk hedef www.türkanime.tv ye bir bakman yeni bir anime gelmiş mi diye.  Bu da yine istemsiz gelişen eylemlerimden biri. Tüm animelerin yayınlandığı günleri, saatleri dahi bilmeme rağmen yinede gidiyorum. Bilgisayar başındayken günde birkaç kez tekrarlıyorum bunu istemesem, farkında olmasam bile. Sonrasında www.mangadenizi.com geliyor. Bakıyorum hemen yeni gelen manga var mı diye. Varsa o saniye içerisinde hemen hüpletiyorum. Bu da diğeri gibi gün içerisinde bir cronjob a bağlanmış gibi kendini yenileyen bir işlemim. Buna da baktık bir şey bulamadık. Sırada www.manga-tr.com var. Genelde en ümitsiz geldiğim yer burası. Burada da bulabilirsek okuyoruz. Bulamazsak hızla kaçıyoruz. Sonrasında bir kaç çene çalacak insan aradığım mabushimajo.blogspot.com ve mavimanga skype grubu geliyor. Oradaki insanlarla beraber saçmalamak iyi geliyor. Unutuyorum bir çok şeyi ve zaman geçiyor. Bu grupların hiç birinde hiç bir görevim olmamasına rağmen yine de sızıyorum aralarına. 
Her zamanki gibi gülüp geçelim
Tüm yukarıdaki işlemler yaklaşık 10 dakika falan alıyor. Sonra başı gövdesinden ayrılmış tavuk misali kalıyorum öyle. İşte sıkılma evresi burada başlıyor. Bu evreye geldiğimizde ise www.yeppuda.com, www.asyadizi.com gibi sitelerden hemen bir kore veya japon dizisi arayışım başlıyor. Özellikle son çıkanlar tek tek gezilip yorumları ve konusu inceleniyor tarafımdam. Bir süre sonra bir şeyde karar kılmışsam başlıyorum izlemeye yok kılamamışsam ikinci adresimiz yabancı diziler. Bu sefer kore dizilerinde uyguladığım algoritmayı yabancı dizilerde uygulamaya başlıyorum. Bulduysam izliyorum. Buradan da sonuç alamadı isem yabancı filmler, türk dizileri vs diyerek devam ediyor. Bir süre sonra elde avuçta bir şey yoksa eğer. Battle.net açılarak o günkü ruh halimi yansıtan bir oyun seçiyorum. Heroes of strom, starcraft, heartstone bir sürede bunlardan uğraştıktan sonra. Döngü yine başa sarıyor ve aynı şekilde devam ediyor. 
Şimdi diyeceksin ee nerede iş. İş aklımızdaydı bilgisayarı açınca ve bu kaos döngüsüne girince kaldı. Zaten bu döngüden bir şeyler bulamayıp iyice sıkılırsa canım o zaman hiç  işmiş düşünemiyorum. O zamanda tek seçenek uzun boş sokaklar oluyor. Bunun sonucunda ise iş yine kalıyor. Projeler taslak aşamalarında bekliyor. Her şey bunu da yapayım olarak belirlenip senelerce listede yerini alıyor.
Neyse solucan deliğine kayseriden girip japonyadan çıkmak gibi oldu. Bu günlükte bu kadar. Saçmaladık rahatladık. Hadi güle güle. Burada bile yarım bir sürü yazım var... :D